Kılıçdaroğlu erteleme önerdi, Akşener’in isteği üzerine ‘2 Mart’ denildi.
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Millet İttifakı’nın adaylık tarihiyle ilgili lobicilik bilgilerini köşesine taşıdı. “Kılıçdaroğlu ismine yapılan itiraz tam olarak ortadan kalkmamış olsa da İYİ Parti’de ‘kazanmaya aday’ söyleminde kendine yer bulan itirazın dozu depremden sonra azalsa da devam ediyor…” Sarıkaya işaret ederek, 2 Mart.
Sarıkaya’nın “Siyaset havuz sorunu…” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“18 Haziran seçimlerinin ileri bir tarihe ertelenmeyeceği netleşince deprem nedeniyle pes eden siyaset, sakin bir şekilde eski günlerine döndü. Adaylık ve ittifaklar siyasetin merkezinde… Bu durum daha çok cumhurbaşkanı adayı kararını 2 Mart’a erteleyen Millet İttifakı’nda yaşanıyor.
Kılıçdaroğlu ismine yapılan itirazlar tamamen ortadan kalkmasa da UYGUN Parti’de “kazanmaya aday” telaffuzunda kendisini bulan itirazın dozu, sarsıntı sonrası azalsa da devam ediyor…
Belki de bu yüzden Cumartesi günü yapılan tepede CHP lideri Kılıçdaroğlu, “adayların belirlenmesi” ile toplantı için ileri tarih önerirken, DÜZGÜN, Parti lideri Akşener’in talebi üzerine 2 Mart’a ertelendi.
Başta da belirttiğim gibi ÂLÂ Partisi, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlarının adaylığına hâlâ çok sıcak bakıyor ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığına parti içinden gelen olumsuz sesleri duymak çok zor…
İTTİFAK İÇİNDE İTTİFAK
Cumhur İttifakı üç partili bir yapı olduğu için seçim bölgesi sorununu ortada daha rahat çözme imkanına sahip.
Ayrıca son dönemden kalma bir bilgi birikimi de söz konusu…
Bu bilgi, Millet İttifakı’nın dört partisi için de geçerlidir; ancak devreye giren DEVA ve Gelecek Taraflar yeni bir durum yarattı.
SP lideri Karamollaoğlu’nun ittifak içi ittifak ya da çatı ittifakı olarak tanımladığı yeni arayışları gündeme getirdi.
Buna göre SP, DEVA ve Future tek çatı altında seçime girecek ve seçim çevrelerine göre diğerleriyle farklı bir ittifak oluşturacak.
İlk aşamada DEVA Genel Lideri olumlu bakmadığını belirtmişti.
Ancak yeni durum karşısında yeniden ele alınması amaçlanmaktadır.
Nitekim bir süredir Millet İttifakı bünyesinde oluşturulan İttifak Kurulu şu konularda çalışmalar yürütüyor; İttifak yapılan yerlerde daha fazla milletvekili elde edilebileceği vurgulanıyor.
Edinilen bilgiye göre ÂLÂ Partisi, bu düzeyde 8-10 yerin ittifak halinde hareket etmesi gerektiği, geri kalanlarda ise partilerin kendi kimlikleriyle yarışacağı görüşündedir.
Ancak diğerleri, D’Hondt sistemi içindeki farklı partilerin ittifakın çıkaracağı toplam milletvekili sayısını azaltacağını düşünerek olumlu bakmıyor; 41 yer dışında mümkün olan en geniş bölgede ittifak teklif ediyor.
Ancak bu bahis mesafe kat etmişe benzemiyor; Son kamuoyu yoklamaları dikkate alındığında, bu konudaki hazırlıkların 2 Mart’a kadar tamamlanması bekleniyor.
AYNI HAVUZU PAYLAŞIN
Buradaki en büyük ikilem, düşük oyu alan partilerin ittifaka girmeleri durumunda verilecek milletvekili sayısı kaç olacak?
Çünkü yeni ittifak sistemi, liste ittifakı yapılması halinde oyların birlikte sayılmasına imkan veriyor.
Önceki dönemde olduğu gibi her parti kendi kimliğiyle girse de ittifak içinde oyların kabul edileceği sisteme son verildi.
Hal böyle olunca, seçilecek milletvekili sayısı havuzdan bire bir pay alacağı için karşı tarafın seçeceği milletvekili sayısı azalacaktır.
Yani CHP’nin SP’ye, İYİ Parti’nin DP’ye yaptığı gibi CHP’nin “Benim listemden aday olsunlar” demesi bir şey ifade etmiyor; Havuz liste ittifakında ortak olacağı için hepsinin alacağı milletvekili sayısını etkiliyor.
Bu da ister istemez havuzdan milletvekili çıkarma durumunda olan kamuoyu yoklamalarında yüksek çıkan partilerin isteksizliğini artırıyor.
Ancak CHP’nin ittifaktaki tüm milletvekillerinin ortak hareket edeceği, birilerinin çok obur olmasının da kimseye yakışmayacağı biliniyor.
Kılıçdaroğlu’nun arkadaşlarına, “Bizden veya partiden 50 fazla veya az olması ne fark eder ki; birlikte yürüteceğiz” deniliyor kuliste.
Ancak her liste ittifakı kendi listesini diğeriyle paylaşmak olduğu için aday olma mücadelesi veren örgüt üyelerinden gelebilecek tepkiler dikkate alınarak 30’u geçmemesinin faydalı olacağı vurgulanıyor.
BAKANLIK STATÜSÜ
Konu sadece milletvekillerinin paylaşımında bitmiyor; Bakanlıkların da paylaşılması gerekiyor.
Dolayısıyla taraflar arasında 2 Mart’a kadar sıkı bir pazarlığın gerçekleşeceği aşikar.
“İttifak liderinin adı belirlenmek zorundaysa da; “İmamsız hareket olmaz” denilse de adaylık süreci açısından seçimin zamanlaması da önemlidir.
İddia edildiği gibi 10 Mart’ta karar alınır ve 14 Mayıs’tan önce seçime gidilirse adayın hızlı bir şekilde belirlenmesinde fayda olacağı belirtilirken, 18 Haziran için zamana ihtiyaç olduğu vurgulanıyor. .
Bu nedenle, her biri diğerine bağlı olan yeni bir sürecin başlangıcının gong’u, prestijiyle dün sarsıldı.”